27 Kasım 2010 Cumartesi

BAL ArIsI



Bal arıları (Apis) topluluk yaşamı sürdüren sosyal böcekler olarak, herhangi bir yuvada aile (koloni) oluştururlar. Bal arısı kolonisi, bir kraliçe (Ana arı), birkaç yüz erkek arı ve 10-80 bin işçi arıdan oluşur. Görünüş olarak birbirinden farklı olan bu üç arıdan kraliçe arı ve işçi arılar dişidir.


Türleri


Dev bal arısı Apis dorsata





Küçük bal arısı Apis florea



Doğu bal arısı Apis cerana



Bal arısı Apis mellifera




Ana Arı





Kraliçe olarak ta bilinen ana arı, ana arı hücresine bırakılan döllü bir yumurtanın larva döneminde, işçi arı olacak larvaya göre daha sık ve daha zengin gıda (arı sütü) ile özel beslenmesi sonucunda yumurtadan yetişkine toplam 16 günde oluşur.Arı kolonilerinin her birinde sadece bir kraliçe bulunur ve bu kraliçe arı diğer dişilere göre daha büyüktür. Temel görevi ise yumurtlamaktır. Üreme sadece kraliçe arı vasıtasıyla olur, onun dışında diğer işçi arılar erkeklerle çiftleşemezler. Kraliçe, yumurtlamadan başka, koloninin bütünlüğünü ve kovandaki sistemin işleyişini sağlayan önemli maddeler de salgılar. Kaliteli ve genç bir ana arı, diğer kovan içi ve kovan dışı şartlar da elverişli ise günde 2000 dolayında yumurta yumurtlayabilir.



İşçi Arı





Kovan temizliği arıların ve larvaların sağlığı açısından çok önemlidir. Arılar kovanda gereksiz gördükleri herşeyi dışarı taşırlar, taşıyamayacakları kadar büyük olan ve kovana dışarıdan giren böcekleri de öldürürler ve propolis ile kaplayarak bir nevi mumyalama işlemi yaparlar. Propolisin özelliği, içinde bakteri barınamamasıdır. Yani mumyalama işi için ideal bir maddedir.

Arılar 3. günden sonraki bir hafta boyunca ise adeta dadılık yaparlar. Vücutlarındaki bazı salgı bezlerinin harekete geçmesi üzerine, larvaların bakımı işine yönelirler. Larvaların bütün bakımıyla 3 ila 10 günlük arılar ilgilenirler. Larvaların kimini arı sütüyle, kimini de bal ve çiçek tozu karışımıyla beslerler.Kaynakwh webhatti.com:

10. gününden itibaren işçilerin karnındaki balmumu bezleri gelişmeye başlar ve balmumu yapacak hale gelirler. İşçi arılar artık balmumuyla petek inşa eden inşaat işçileridirler.

Arılar 10 gün boyunca petek üretimine devam ederler. Ama doğumlarının 20. gününde yine görev değiştirirler. Bu kez kovan girişinde gardiyanlık yaparlar. Arıların vücudunda yine bir değişim olur ve iğne bezleri zehir üretmeye başlar ve gardiyan olan arılar kovan kapısında nöbet tutarak davetsiz misafirlerin içeri girmesini engellerler.



Erkek Arı



Dişilerden iridirler ama ne iğneleri vardır, ne de kendileri için besin toplayabilecek organları. Tek fonksiyonları kraliçeyi döllemektir. Kovanda petek örme, yiyecek toplama, arı sütü üretme, kovan ısısını düzenleme, temizlik, savunma gibi akla gelebilecek tüm işleri ise işçi arılar yaparlar.

Bir kolonide sayıları 10.000 ile 80.000 arasında değişen arı yaşar. Birarada yaşayan arı sayısının fazlalığına rağmen aralarındaki kusursuz iş bölümü ve disiplin sayesinde, kovandaki işlerde hiçbir aksama olmaz ve kovan içinde hiçbir kargaşa da yaşanmaz.

Dış görünüş olarak arılar birbirlerine çok benzerler. Bu benzerliğe rağmen kovana giren herhangi bir yabancı arı tanınır ve kovandan dışarı atılır ya da öldürülür. Her kovanda kraliçenin salgıladığı kimyasal bir madde vardır ve bu madde kovandaki bütün arılar tarafından bilinir. Ayrıca kovandaki bütün arılar da bu maddeyi kraliçeden alırlar yani kraliçe ile aynı kokuya sahip olurlar. İşte bu madde sayesinde aynı kolonideki bütün bireyler birbirlerini kolaylıkla tanırlar.Kaynakwh webhatti.com:

Arılar toplam altı haftalık hayatlarının kalan bölümünde çiçekleri araştıran birer balözü toplayıcısı olurlar.

İşçi arılar kovandaki bütün bu işleri yaparken kraliçe arıya düşen görev sadece üremektir. Kraliçe arı bütün ömrü boyunca hiç durmadan yumurtlar, ve bütün ihtiyaçları işçi arılar tarafından karşılanır.


Anaarılar 16 günde, işçiler üç haftada, erkek arılar ise işçilerden günlerce sonra erişkin dumuna gelebilir. Daha sonra erişkin anaarılar, içlerinden yalnızca bir tanesi kovanda kalıncaya değin kıyasıya dövüşürler. Bu yeni anaarı kovanın eski anaarısına saldırır. O da yeni bir koloni kurmak üzere bir sürüyle birlikte kovanı terk eder. Buna arıcılıkta oğul verme denir. Bu şekilde arı kolonisi ikiye bölünmüş olur.

9 Kasım 2010 Salı

Sonbahar Bakımı ve Kışlatma
SONBAHAR ÇALIŞMALARI
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte artık arıları kış düzenine geçirme zamanı yaklaşmış demektir. Sonbaharda alacağımız basit önlemler arı kolonisinin kışı emniyetli bir şekilde geçirmesini sağlar. Sonbaharda güçlü olan bir arı ailesi ilkbahara da güçlü olarak çıkar.


Arazideki bal kaynaklarının kesilmesiyle birlikte ana arının yumurtlaması da yavaşlar. Bal hasadıyla birlikte nüfusu azalan arı kolonisi ballıktan kuluçkalığa iner. Sonbaharda yapılması gereken işler sırasıyla şunlardır:

a) Yiyecek durumunun kontrolü. Yaklaşık 15-20 kg balı olan bir kovan o kışı sönmeden geçirebilir, bu yüzden kışlık bal stoku eksik olan arılara muhakkak diğer kovanlardan aldığımız ballı çerçeveler verilmelidir. Eğer bal var ama henüz petekler sırlanmamışsa, arılara bal şerbeti vererek bu petekleri sırlamaları sağlanmalıdır. Çünkü sırlanmamış petek içindeki bal zamanla ekşir.

b) Arı miktarının kontrolü. Güçlü olan kovan kış şartlarına daha kolay dayanabileceğinden, arı sayısı çok az olan kovanlar birleştirilmelidir. Çok güçlü olmamakla birlikte arı sayısı çok olan kovanlara ise muhakkak teşvik şuruplaması yapılmalıdır. Verilen şurup sayesinde Anaarı yeniden yumurtlamaya başlar ve kovandaki arı sayısı artar. Ayrıca kovan nüfusu gençleştiği için ilkbahar mevsimine daha çok arı kalır. Normalde 7-8 çerçeve arısı olan kovan o kışı rahatlıkla geçirebilir. 5-6 çerçevesi olan kovanlar için teşvik şuruplaması muhakkak yapılmalıdır.

c) Ana arının kontrolü. Ana arının durumu muhakkak kontrol edilerek hastalıklı, yaşlı ya da bir şekilde sakat kalmış ana arılar muhakkak değiştirilmelidir. Bu mevsimde değiştirme imkanı yoksa bu tür kovanlar anası sağlam ama nüfusu az olan kovanlarla birleştirilmelidir. Anası kışın ölen koloni birliğini sağlayamaz ve dağılır.

d) Kovanın fiziki kontrolü. Kovan yapısı kontrol edilerek sonbahardaki şiddetli yağmurlara ya da kış şartlarına karşı oluşabilecek problemler çözülmelidir. Özellikle yağan şiddetli yağmurlar kovanın içine sızması durumunda rutubet ve küf yaparak arının sönmesine neden olur. Problemli olan kovanlar ve kovan kapakları sağlamlaştırılmalıdır. Ayrıca arılıkta kovanların kışı daha emniyetle geçirecekleri önlemler alınmalıdır.

e) Üst örtüsü kontrolü. Kovan üst örtüsünün kovan içindeki fazla rutubeti alacak şekilde olması gerekir. Bunun için petek çerçevelerinin üzerine bez örtülmesi önerilir. Bu bezin üzerine ise kağıt parçaları ve temiz ot demetleri konabilir. Naylon ve plastik şeyler koymak kesinlikle doğru değildir, çünkü bu tür malzemeler kovaniçinin rutubetlenmesine neden olur.

f) Kovan bölme tahtası. Eğer kovan içinde arıların işgal etmediği çerçeveler varsa bunları muhakkak almak gerekir. Daha sonra kovan iç hacmin daraltmak için çerçeveyle boşluk arasına bir bölme tahtası konur. Bölme tahtasının boş kalan tarafına ise ot, bez, kağıt gibi malzemelerden yastık yapılırsa iyi bir izolasyon sağlanmış olur ve arılara ısınmaları konusunda yardım etmiş olunur.

g) Fazla ballar. Kuluçkalıktaki fazla balları almak gerekir. Bir kovanın ortalama bal ihtiyacı 15 kg civarındadır. Yani yaklaşık 5-6 çerçevede balı olan arı kışı rahatlıkla geçirebilir. Bütün çerçeveleri bal ile dolu olan kovandaki arılar ısınma konusunda problemle karşılaşırlar.

h) Yağmacılığa karşı önlemler. Yine sonbahar ayları yağmacılık tehlikesinin olduğu aylardır. Yiyeceği yeterli olmayan arılar diğer kovanlara saldırabilir. Ya da arılık arazide kışlayan ama yeterli yiyeceği toplayamayan harami arıların baskınlarına uğrayabilir. Gerekli önlemleri almak gerekir.

ı) Zararlılara karşı önlemler. Kovanlardaki arı miktarı azaldığı için dışarıdan gelecek hastalık ya da diğer zararlılara karşı kovanın direnci azalır. Sonbahar aylarında buna da dikkat etmek gerekir, arıbiti, güve, sarıca arı gibi zararlıların saldırılarına karşı gerekli önlemleri almak gerekir.

KIŞLATMA ÇALIŞMALARI

Kış mevsimiyle birlikte artık arılıktaki faaliyetler sona erer. Arılar kış uykusu düzenine geçerler.

Arılar, kovan içi sıcaklığı 14 oC'a düştüğü zaman bir araya toplanarak kış salkımı oluştururlar. Salkımın merkezindeki sıcaklık 33 oC, dış yüzeyinde ise 6-8 oC olabilmektedir. Arılar bal yiyerek gerekli olan ısıyı üretirler ve ısı arttıkça salkımı genişletirler. Kışın herhangi bir sarsıntı ile kış salkımından düşen arılar tekrar salkıma çıkamaz ve ölürler. Kış salkımının bozulmaması için koloniler kış süresince ve soğuk dönemlerde kesinlikle rahatsız edilmemelidir.

Havaların iyice soğuyup arıların uçuşlarının kesildiği andan itibaren artık arılıkta kış şartlarıyla ilgili gerekli önlemleri almak gerekir.
Mevsim şartlarından etkilenmemeleri için kovanlar yanyana getirilerek üstleri örtülebilir. Fakat bu örtü kesinlikle kovanın havalanmasını engelleyecek şekilde olmamalıdır.

Eğer çevrede propolis kaynakları bolsa arılar giriş deliklerini kendileri daraltırlar. Ama bu yapılmamışsa bir çıta parçasıyla giriş deliğini daraltmak gerekir.

Kovan giriş deliğinin yönü sert ve soğuk esen rüzgarların aksi istikamette olmalıdır. Buna dikkat edilmezse arı kovan içindeki gerekli ısıyı sağlayamaz.

Kovanların yerden 40-50 cm yükseklikte sehpalar üzerine konması en doğru harekettir. Eğer kovanlar doğrudan toprak üzerindeyse, kış mevsimine girmeden önce bunların yer ile temasını kesmek gerekir.

Kovanın üzerine kar yağması herhangi bir probleme yol açmaz. Bilakis kovan soğuğa karşı daha iyi korunur. Ama özellikle çok kar yağdığı günlerde kovan giriş deliklerinin kontrol edilerek açılması gerekir.

Kışın dışarıda kar olup havanın da güneşli olduğu günlerde arı girişine havalandırmayı kesmeyecek şekilde bir tahta parçası koyarak, güneş ışıklarının kovan içine girmesi engellenmelidir. Çünkü böyle havalarda güneş ışıklarını gören arılar kovan dışına çıkmaya teşebbüs ederler. Fakat dışarısı karlı olduğu için uçamayıp telef olurlar. Arıların dışarı çıkması engellenemiyorsa kara konup ölmemeleri için arılığın önüne, kül, saman, ot gibi şeyler yayılmalıdır.
Eğer kışın arılarda gıda azlığı problemi çıkarsa güneşli bir günde şerbet yerine arı kekiyle beslemek gerekir. Şerbet kısa zamanda ekşiyeceğinden arıların ishal olmasına yol açar.